Doğduğumuz gün başlayan yaşam mücadelesi anne ve babalarımızın gayret ve desteği ile her geçen gün,adım adım kişiliğimizin gelişmesine doğru atılan bir adımla başlar..

Sırasıyla emeklemeyi,konuşmayı, yürümeyi ve okul günlerine atılan adımla hayat rampasının ilk merdivenine ulaşırız.

Mesuliyet bilinci ve duygusuda ateşini yakmaya başlar..

Derken ilk-orta-lise ve üniversite yılları varlık, yokluk mücadelesi hayatımızın akış seyrini tamamen değiştirir.

Kimilerimize şansı havadaki leylek kanatları ile sunarken, kimilerimizde ağzımızla kuş değil arslan tutsak yinede kaderin belirlediği çizgiden öteye gitme şansımız olmaz..

Unuttuğumuz çok önemli şey çıktığımız evi,kapımızı,etrafımızdaki eş,dost,arkadaş ve çevre ile olan bağları ne denli dengede tutabiliyoruz veya tuttuk..

Ticaret, siyaset veya başka alanlarda Allah (cc) " Yürü ya kulum " kısmetini verdiği zaman bunu şahsi ikbal ve hırs yapmadan, topluma yansıtabiliyorsak sorun yok ama tersi halde sanki " Gökteki yıldızı yakalamak " gibi bu imkân ve değeri ham hayal haline getirmeden götürmek, ben bilirim, ben yaparım, akıllı insanı severim ama benden akıllısını sevmem gibi bir tavrın adamı olmak toplumdaki değerimizi azaltacağını görmezden gelmek iyi sonuçlar doğurmaz.

Ne diyor türkümüzde;

" GEL HA GÖNÜL HAVALANMA

ENGİN OL GÖNÜL ENGİN OL

DÜNYA MALINA GÜVENME

ENGİN OL GÖNÜL ENGİN OL" (*)

Yaşamdaki en büyük kazancımız elde ettiğimiz değerleri etrafımızla, toplumla paylaşmak " Ne oldum değil, ne olacağım " şiarını benimsemek bizleri ölüm döşeğine kadar uzanan yolda değerli kılar,unutulmazlar arasına kaydeder.

Aksi takdirde yıldızların parladığı bir gecede elimizi gökyüzüne uzatıp yıldızları tutacağız gibi bir kompleksin içine girerizki kişilik olarak toplumun değer yargıları dışına çıkarız..

Ne diyor Mevlânâ hazretleri yedi öğüdünde;

" Cömertlik ve yardım etmede akarsu gibi ol.

Şefkat ve merhamette güneş gibi ol,

Başkalarının kusurunu örtmede gece gibi ol.

Hiddet ve asabiyette ölü gibi ol.

Tevazu ve alçak gönüllülükte toprak gibi ol.

Hoşgörürlükte deniz gibi ol.

Ya olduğun gibi görün, ya göründüğün gibi ol."

Sevgi, saygı ve hoşgörünün kibrimizin önüne geçmediği bir yaşam bizlerle olsun..

Esen kalın..

(*) Kaynak kişi İzzet Savaş