Seçim Analizi 2... Türkiye geneline baktığınızda Niğde Ak Parti açısından belki de % olarak oyunu neredeyse koruyan tek il oldu diyebiliriz.
2024 Mahalli İdareler Seçimi sona erdi. Artık Türkiye’de yeni bir dönem başladı.
Partilerin İl Başkanları, teşkilat yöneticileri seçilen ve kaybeden Belediye Başkan ve adayları bu seçimi iyi analiz etmeli.
Etmeli ki, bundan sonra nasıl bir yol izleyeceğine de karar vermeli.
Bu seçim Türkiye’de son 20 yılda yapılan seçimlerden farklı herkese ders veren bir seçim odu. Hükümet ciddi kan kaybetti, muhalefet ise aldığı oya inanamadı.
Buraya kadar bir önceki yazı ile aynı değil mi? Önceki yazıyı hatırlamak için böyle olması gerekiyordu diyelim ve başlayım yazının detaylarına...
Şimdi gelelim Niğde’ye…
Ak Parti Türkiye genelinde beklemediği bir oy azalışı yaşadı.
Niğde ise belki de % olarak Türkiye de oyunu neredeyse koruyan tek il oldu diyebiliriz. Türkiye genelindeki tabloya baktığınızda bu her ne kadar küçük bir aşağı fark olsa da bir başarı olarak değerlendirilebilir.
Ana Muhalefet CHP kazandığı belediye başkanlıkları ile beklemediği bir başarıyı elde etti ve adeta şok ta… Tv programlarında yorum yapan muhalefet temsilcilerinin bazıları, biz bile böyle bir sonucu beklemiyorduk dediler.
Bu neyi gösteriyor.
Bu Ak Partinin seçmenin beklentileri ile ilgili gerçekten çok ciddi hatalar yaptığını, muhalefetinde eleştirilerinin yerini bulduğunun bir göstergesi olarak değerlendirilebilir. Bu seçim her ne kadar Ana Muhalefet için bir zafer niteliği taşısada, sandığa gitmeyen seçmen açısından ben buradayım mesajını da göstermiş oldu. Şimdi genel duruma bir bakalım
İşte o göze çarpanlar..
Emeklilerin maaşları konusu..
Seçim öncesi emeklilerin sesinin Ak Partide tam olarak karşılık bulmadığı en önemli unsurlar arasında yer aldı. Kamuoyu seçim öncesi bu konuda çok ciddi bir beklenti içerisindeydi ve bu düzeltmenin seçim sonrasına bırakıldığı sözleri toplumda yer bulmadı denilebilir.
Aday ve listeleri.
Türkiye genelinde bu konuda Ak Parti açısından ne kadar hata yapıldığı alınan sonuçlara olan yansımasına bakıldığında sanırım çok bariz bir şekilde ortaya çıktı.
Niğde’de Belediye Meclisi yâda İl Genel Meclisi listesi olarak nitelendirmeden her ikisi içinde Ak Partinin listeleri açıklandığında rakip partilerde belirgin bir sevinç yaşandı buna hepimiz şahit olduk. Ak Partinin karşısındaki muhalefet temsilcileri listelerin açıklanmasının ardından derinden bir oh çekerek seçime daha da bir iştahlı girdiler.
Niğde’yi değerlendirdiğinizde listeler açısından tablo hemen hemen aynı durumda olmasına rağmen, Emrah Özdemir’in kişisel başarısı ile Niğde’de Ak Parti Belediyeyi kazandı demek pek de yanlış bir tarif olmayacak.
Kimse alınganlık yapmasın.. Doğruları söylemenin zamanı ise .. Şimdi tam zamanı.
Niğde’de kendisini yarışın favorisi gibi görenler listelerde Niğdeli olmayanlar ile ilgili kendi içlerinde bile çelişkiye düştüler. Adaylar ve adayların listelerindeki Niğdeli olmayan isimler ile ilgili kendi listesine bakmadan karşı tarafı zaman zaman sert bir şekilde eleştirdiler.
Ak Parti listeleri için muhalif partiler neden sevinir sizce? Bunu iyi analiz etmek lazım.
2019 Yerel seçimlerinde İl Genel Meclisinde Ak Parti %40,63 1. Parti MHP %24,63 ile ikinci parti ve CHP ise %17,17 3. parti olmuş..
2024 Yerel seçimlerinde ise Ak Parti İl Genel Meclisinde %36,09 1. Parti, CHP %23,89 ile 2 parti, MHP ise %23,33 ile bir önceki seçimdeki ikinci sırasını CHP ye kaptırmış durumda.
İki seçim arasındaki farklara baktığınız da ise Ak Parti’de % -4,54 lük bir oy kaybı olurken, MHP % -1,3 düşüş yaşadı. CHP ise bir önceki il genel meclisi oy oranını % +6,16 artırmış durumda..
Hani deriz ya… Şimdi bu söylemden uzaklaşmadan tekrarlayalım mı?
“ Yerel seçimler Genel seçimler gibi değildir. Yerelde aday ve listelerin önemi büyüktür " diye.. Eğer bu doğru ise hiç kimse kusura bakmasın ama artık hangi parti yerel seçimlerde oy kaybetti ise listesine ve gösterdiği adaylara iyi baksın. Baksın ki, bir daha ki seçime kendisine verilen mesajı iyi okuyayak aday belirlesin..
Siyasi partiler hazırladıkları liste ve başkan adaylarındaki tercihlerde, kişinin partinin dokusuna uyup uymadığına, toplumda o kişinin karşılığının ne olduğuna bakmadan listesinde yer vermemeli. Yani aday ismi belirlenirken de mevcutta belediye başkanı olan kişi için çok ciddi bir olumsuzluk yoksa tabi ki o tercih edilmeli. Ak Parti Niğde de ilk seçeneği gözeterek akıllı bir tercih yaptı ve seçenek olarak başka bir aday bile yarışa girmedi.
Niğde de CHP adayı Hulusi Özen ilk başlarda herkes tarafından bilinmeyen bir isim olarak değerlendirildi. Sessiz ve ilkeli siyaset yaptı ve başarıyı elde etti. Hiç kimse O’nun bu kadar oy alacağını ve Niğde’de CHP yi 2. sıraya yükselteceğini aklından bile geçirmedi.
MHP ‘nin adayı için ise Niğdeli değil konusu seçim başında ön plana çıktı. Hamdi Doğan bu konuyu topluma anlatabilmek için çok yoğun bir çaba gösterdi diyebiliriz.
Yukarıda da dediğim gibi, bu eleştirileri yapanlar Niğdeliydi, değildi konusunda kendi içlerinde de çeliştiler ve adaylar yanında listeler de tartışmanın odak noktalarından biri oldu.
Seçim günlerine yaklaştığımızda artık kamuoyunun yönünü az çok kestirmeye daha çok vakıf olmaya başladığımızda gazeteci arkadaşlarımla şu cümleleri konuştuk. Yazının genel özünde de bu var aslında.
Türk siyasetini çok iyi bildiğini sananlar seçmenden aldıkları oyu iyi değerlendirmeliler. Seçimi kazanacağını zannedenler kendilerinin üslubu ile seçimi kazananın üslubunu iyi karşılaştırsın..
Ak Partiden Belediye Başkanlığını tekrar kazanan Emrah Özdemir, seçim günü Hükümet Meydanında partili ve Niğdeli seçmenlere seslendi. Birilerinin seçim günü bile gençleri tehdit ettiğini ilerisürdü. Böyle bir konunun o eylemi yapana faydasının olmadığı ve artık toplumun bu tür, yani birilerinin omuzundan silah atanları, kavgacı, tehditkar, iftiracılık yapan ve mantık dışı tutum ve davranışları yapanları çok iyi puanlıyor. Seçim sonuçları da tabiki bunu açık bir şekilde gösteriyor.
Artık bu mesleğin içerisinde 40 yılını geçirmiş bir kardeşiniz olarak;
Her insanın gönlünde bir aslan yatarmış ama, siyaset benim açımdan meslek nedeniyle hep ikinci hatta üçüncü planda kaldı. Hiçbir zaman siyaset benim hayatımda ilk sırada yer almadı. Fakat siyasette bizi mesleğimiz nedeniyle hiç bırakmadı. Yıllar boyu Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, eski Cumhurbaşkanlarından Abdullah Gül, Başbakanlardan Ahmet Davutoğlu, hükümetlerin çok sayıda bakanları, Ankara’nın eski belediye başkanlarından Melih Gökçek, Türk siyasetinin ve Niğde’nin kendi dönemimdeki Bakanları, Milletvekilleri, Belediye başkanları ve aday adayları gibi çok sayıda siyasetçi ile sohbet edip her biri ile canlı tv programlarında, köşe yazılarında, ve yazdığımız haberlerde haşır neşir olduk. Toplum bunu nasıl kabul eder bilemem ama siyasi olarak da sanırım çok ciddi bir birikim ve insan analizi yapma konusunda yeteri kadar tecrübelendik. Siyaseti aktif olarak yapmasak da bu iş nasıl yapılır, ne nerede nasıl söylenir, siyasetçi toplum ile ilişkilerini nasıl sağlamalı, bu toplumda bu işi en iyi kim yapar, kim beceremez artık az çok bilir olduk.
Kendim ile ilgili bu konuyu neden dile getirdiğimi şimdi anlayacağınızı umuyorum.
Seçimin başında herkesin hedefinde doğal olarak Belediye Başkanı Emrah Özdemir vardı. Onun oturduğu koltuk boşalması gerekiyordu ki, kişi o koltuğa kendisi otursun. Bir koltuğa nasıl iki karpuz sığmaz ise aynı koltuğa iki kişi oturamayacağına göre Emrah Özdemir’i rakipleri sağlı sollu çekiştirmeye başladılar. Toplumun hassasiyetini bir kenara atarak aslı olan olmayan çok ciddi sert eleştirilerde bulundular. Özdemir ne yaptı, sadece sustu taki seçim günü onu Belediye Başkanı yapanlarla hükümet meydanında buluşuncaya dek. Söylenmesi gerekenleri ölçtü tarttı söyledi, orada bile yine üslubunu bozmadı..
Toplumun artık siyasette gerginliğe prim vermediğini şu örnekle anlatmak sanırım çok daha mantıklı olacak. Seçim döneminde iktidarın belediye başkanı karşısında en ılımlı siyaseti CHP Adayı Hulusi Özen gerçekleştirdi. Sonuca baktığınızda O’nun sayesinde yerelde CHP ikinci parti oldu.
Hani yukarda has bel kader kendimden bahsetmiştim ya. Bu kadar yaşamın içerisinde toplumu iyi analiz edebilmenin avantajı ile; siyasi saldırıların, tehditlerin, laf olsun diye olur olmaz tutum ve davranışlar ile muhalefetlik yapma konusunda birilerini uyarmıştım. Bu üslup sana ne kazandıracak bunun bir değerlendirmesini yaptın mı demiştim. Aldığım cevap çok garipti ve artık uyarıya gerek kalmadığını fark edip O kişinin yılların tecrübesini kenara atmasına o anlık izin vermiştim. Artık bu konuda benim açımdan yorum yapmaya bile gerek yok çünkü o tür siyasetin toplum nezdinde prim yapmadığı çok açık ortada ve o tür siyaseti yapan partilerin Niğde’de ki aldıkları oyda ortada.
Ve bu arada Türkiye geneline baktığınızda Emrah Özdemir’in karşısındaki rakipleri çok ciddi bir fırsatı kaçırdılar. Neden mi ?
Ak Parti 31 Mart mahalli idareler seçimlerinde 15 büyük şehirden 3 tanesini, 24 şehirden de 12 tanesini kaybetti.
Sizce bu fırsat değil de neydi Onlar için.
Ama bir kez daha tekrarlamak gerekirse..
Eğer toplumun kabul ettiği siyasetin dışına çıkmasalardı. Ilımlı ve gönüllere dokunan siyaset yapsalardı, kendilerini rakiplerinden üstün görüp, O’na ve yakınlarındaki kişilere olur olmaz yaklaşımlarda ölçüyü kaçırmasalardı belki de böyle bir sonuçla karşılaşmazlardı.
Umarım kazananlarda, kaybedenler de seçmenin verdiği mesajı (dersi) iyi almıştır.
Ömrü olanının önünde daha çooook seçimler var.
Belki bir daha ki sefere…
Selam ve Saygılarımla.