Niğde’de geleneksel Türk sanatlarından biri olan ebru sanatıyla uğraşan Meral Bıyık, bu kadim sanatı yaşatma çabasıyla dikkat çekiyor.
Sanatla ilgili tutkusunu ve hikayesini paylaşan Bıyık, ebru sanatının inceliklerini ve kendisi için ne ifade ettiğini DMC mikrofonuna anlattı.
Geleneksel Türk sanatının önemli bir dalı olan ebru, renklerin su üzerinde hayat bulduğu bir sanat olarak dikkat çekmektedir. Meral Bıyık, Ebru sanatını yaşatma çabasını ve bu sanata olan tutkusunu şu sözlerle ifade etti:
“Sanat doğuştan gelen bir şey benimde el emeği ve sonradan kendimi tanımış olmam sanata karşı yönelmeme neden oldu. Ebrunun sanatsal yanının haricinde terapi edici yanı da var. 1600'lü yıllara varan bu köklü sanatı icra etmeye başladığınızda dünyayla temasınız kesiliyor. Suyun her zaman için negatif enerjiyi aldığı bilinir. Kişinin o anki ruh hali kötüyse bu suya yansır. Renklerin bile tonu değişiyor. Sakin ve huzurlu olduğunuzda ise renkler dile geliyor. Suyla ilgilenme, su ile bütünleşme insanı rahatlatıyor. Ebru sanatına yönelmem huzur, mutluluk, başarı ve özümüze sahip çıkmak. Bu sanatı hem yaşatmak hem de yeni nesillere tanıtmak için elimden geleni yapıyorum." ifadelerini kullandı.
Bıyık, ebru sanatının inceliklerini aktarırken kullanılan doğal malzemelere, suyun önemine ve teknik detaylara da değinen Meral Bıyık açıklamalarına:
"Ebru için özel olarak hazırlanmış su kullanılır. Normal suya kıvam vermek için kitre eklenir. Doğal pigmentler için Toprak veya minerallerden elde edilen doğal boyalar tercih edilir.
Öd: Boyanın suyun yüzeyinde yayılmasını sağlamak için genellikle sığır ödü kullanılır. Fırça seçiminde ise at kılı ve gül dalı fırçası kullanılır. Fırçalar at kılından yapılır ve sapı gül dalından seçilir, Gül ağacının seçilmesindeki ana sebep esnek olmasıdır esnek fırça boyayı daha iyi dağıtır" açıklamalarına yer verdi.