Niğde

Sessiz Tehdit: Akran zorbalığı her yerde!

Fiziksel, duygusal ve siber zorbalık gençlerin hayatını etkiliyor. Uzmanlar farkındalık ve iş birliği çağrısında bulunuyor.

Son yıllarda çocuklar ve ergenler arasında sıklıkla karşılaşılan ve ciddi psikolojik etkilere yol açan akran zorbalığına ilişkin açıklama yapan psikolog Hatice Dilmen ve psikolog Başak Ünlüler önemli açıklamalarda bulundu.

Psikolojik danışman Başak Ünlüler akran zorbalığına karşı  etkili çözümler üretmek, hem aileler hem de eğitimciler için büyük bir önem taşıdığına dikkat çekti.   

Akran zorbalığı, farkındalık ve çözüm yollarına değinen Psikolog Başak Ünlüler: “Akran zorbalığı, genellikle güç dengesizliğinin olduğu ve bireylere rahatsızlık veren davranışların sergilendiği bir zorbalık çeşididir. Fiziksel ya da siber zorbalık gibi farklı biçimleriyle, günümüzde sıkça karşılaşılan ciddi bir problemdir. Akran zorbalığının üstesinden gelmek için öncelikle farkındalık yaratılması önemlidir. Çocukların davranışlarını izleyerek, olası zorbalık belirtilerine dikkat edilmesi gerekir. Bu davranışlar, duygusal ya da fiziksel anlamda olabilir. Aileler, çocuklarının ruh halini gözlemeli, öğretmenler ise sınıfta bu tür durumların önüne geçmek için eğitimler düzenlemelidir. Zorbalıkla mücadelede, tüm paydaşların, yani ailelerin, öğretmenlerin ve öğrencilerin iş birliği yapması çok önemlidir. Çocuklara ve yetişkinlere yönelik bilinçlendirme çalışmaları ile akran zorbalığının etkilerini azaltmak mümkün olacaktır” ifadelerini kullandı.

Akran Zorbalığı ve Toplumsal Çözüm Önerileri

Psikolog Hatice Dilmen, akran zorbalığının günümüzün en yaygın ve tehlikeli sorunlarından biri haline geldiğini ifade ediyor. Konuşmasında:  “Zorbalık, yalnızca fiziksel şiddetle değil, aynı zamanda duygusal ve psikolojik tacizle de kendini gösterebiliyor. Özellikle siber zorbalık, sosyal medyanın etkisiyle her geçen gün daha fazla kişiyi hedef almakta ve gençlerin psikolojisini olumsuz yönde etkilemektedir.” Dedi.

 Hatice Dilmen, zorbalık mağdurlarının yalnızca bireysel bir problem yaşamadığını, bunun aynı zamanda toplumsal bir sorun olduğunu belirtti.

Zorbalıkla başa çıkmanın ilk adımının farkındalık yaratmak olduğuna dikkat çeken Hatice Dilmen, ailelerin ve öğretmenlerin bu konuda daha bilinçli olması gerektiğini vurguluyor. Ailelerin çocuklarının duygusal ve psikolojik durumlarını yakından takip etmeleri gerektiği, zorbalıkla karşılaşan çocukların sessiz kalmalarının daha da derinlemesine problemlere yol açabileceği üzerinde durdu.

Dilmen, “öğretmenlerin de sınıflarda sağlıklı bir iletişim ve güven ortamı oluşturmaları, öğrenciler arasında empati, saygı ve hoşgörü değerlerinin aşılanması, zorbalığın önlenmesinde etkili bir yol olabilir. Ayrıca, okullarda zorbalıkla mücadele için psikolojik destek ve rehberlik hizmetlerinin güçlendirilmesi gerekiyor” dedi. 

Zorbalıkla mücadelede toplumsal iş birliğinin gerekliliğini vurgulayan Hatice Dilmen, sadece okullarda değil, medyada da bu konuda farkındalık yaratılması gerektiğini belirtiyor. Medyanın, zorbalık konusunu doğru ve etkili bir şekilde ele alarak toplumsal bir değişim yaratabileceğini belirtirken ayrıca, toplumsal düzeyde güvenli çevrelerin ve sosyal alanların yaratılmasının, gençlerin sağlıklı gelişimleri için elzem olduğunu ifade edildi.

Hatice Dilmen, akran zorbalığının sadece bireysel bir problem olarak değil, tüm toplumun ortak sorunu olarak görülmesi gerektiğini ve zorbalıkla mücadele, bireysel çabaların ötesinde, aile, okul, medya ve toplumun iş birliği ile mümkün olacağını vurguladı.