Kusura Bakmayın Başkanım…

Kusura Bakmayın Başkanım…

Yaşamın farkına varmaya başladığım okul öncesi diyebileceğim yaşlarımdan itibaren en güzel
dost ve arkadaşlarım kitaplar olmuştur.


Sayfalarının içinde akan, bazen dünyanın bir ucunda, bazen okyanusların derinliği bazen de
erişilmez dağların tepelerinde, içinde insan ve insana dair birçok şeyi bulduğum o muhteşem
evrenin dehlizleri tüm muhteşemliğiyle beni bağrına basmış ve her şeyiyle beslemiştir.


Alışveriş merkezlerinde hanımlar ve çocuklar kendi tüketim arzularının peşinde koştururken,
zaman kavramı olmadan herhangi bir kitapçıda, illaki o yeni basılmış, matbaadan çıkmış ya da
yıllara meydan okumuş ve epriyip yıpranmış halleriyle zamanının gizemlerini taşıyan ciltleri
tek tek aralayıp içinde gezinmek, kendi adıma muhteşem bir duygu olmuştur.


Hani görmek istemeyen biri kadar kör, duymak istemeyen biri kadar sağır, konuşmak
istemeyen biri kadar lal olup, anlamayana anlatmanın en zor olduğu haller vardır. İşte o
hallerde sizi alıp kucaklayan ve eşsiz anlayışıyla bir ninni edasıyla zihnimizi besleyen sevgili
kitapların, insan elinden insan zihnine giden gezintisinin odağı olmak, harika bir duygu
oluveriyor, eğer siz de halden anlıyorsanız.


Düşüncelerin, bilginin, deneyimin, tarihin, coğrafyanın, felsefenin ve tüm bunları destekleyen
milyonlarca argümanın elinizin içinden beyninize doğru hızla akarak varlığınızla
bütünleşmesi, tek kelimeyle muhteşem.


Sanal âlemin reels denen geçici ve anlık kısa videolara sıkışıp, anlık mesajların kallavi
söylemlerinin cenderesinde harap olduğumuz günümüz sosyal medya âleminde, kitap okuma
alışkanlığı edinmek gerçekten zor.


Kitapların derinlikli ve emek isteyen yoğunluklu dünyasında kendimize yer açıp o hazzın
farkına varmak, hele ki yeni nesiller için, imkânsızın peşinde koşmak gibi bir durum.
İşte bu noktada Niğde’mizde süreklilik arz ederek 7.si düzenlenen ve bir klasik haline gelen
kitap fuarını da es geçmememiz kendi adımıza bir farkındalık.


Her yıl; kitapları, sosyal faaliyetleri ve yazar buluşmaları kadar nitelikli söyleşileriyle de ön
plana çıkan ve 7. si düzenlenen fuarın, kent yaşamına kattığı kültürel ve sosyal pozitifliği göz
ardı etmemek gerekiyor.


Kitap fuarlarını; medeniyetlerin taşıyıcıları, toplumların hafızaları ve geleceğimizin teminatı
olarak tanımlayan Başkan Sayın Özdemir’e, bu konudaki hassasiyetini gözleyen biri olarak,
elbette katılmamak mümkün değilken, safiyane gayreti ve süreklilik arz etmesi noktasındaki
çabası zaten gözle görülüyor.


Lakin bu yılki fuarımızın yayınevi katılımı ve kitap çeşitliliği bağlamında geçmiş senelere
nazaran daha zayıf kaldığı da kendi adıma bir tespit.

Ekonomik şartların zorluğu, imkânların daha kısıtlı ve tasarruflu kullanılması hususu tabi ki bu
tarz organizasyonları da etkiliyor. Elbette kâr amaçlı ve masrafları izole edecek etkinlik ve
standlar işin doğasında olacak. Lakin bu kitap fuarımızın daha fazla kırtasiye yoğunluğu
taşıması biraz da ülkede ses getirebilen yayın evlerinin fuara rağbet etmemesi ile ilgili de
olabilir.


Devamlılığı ve her yıl Niğdeli kitapsever ve okurların düzenli olarak bu fuarlarla hemhal
olması, tartışılmaz bir başarı ve güzellik.


Önümüzdeki yıl 8. si düzenlenecek olan kitap fuarı nezdinde daha boyutlu ve büyük bir fuar
için çalışmaların şimdiden başlamış olduğunun müjdesinin de Başkan Özdemir tarafından
verilmiş olması da ayrı bir teselli.


Niğde adına elzem olan bir ihtiyacın da “Fuar Alanı” olduğu bu tarz faaliyetler devamlılık arz
ettikçe bariz bir şekilde ortaya çıktığına göre…


İş Başkan Sayın Emrah Özdemir’e bakıyor.


Şimdiye kadar bilinen siyasetçi kimliğinin tersine, sözünü tutmaya çalışan ve üreten bir
Başkan profili çizen Sayın Özdemir’e…


Nitekim bu bağlamda,


Valla Kusura Bakmayın Başkanım…


Bizi nitelikli birçok kitap fuarıyla buluşturdunuz ve genelin iyisine de siz alıştırdınız.
Daha iyilerini de istemek,


Bu kette yaşayan,


Kültür ve sanatsever olarak,


Bizlerin de hakkı…