Elazığ'da yaşayan 82 yaşındaki Aysan Karacaoğlu, kayınvalidesi tarafından 100 yıl önce Harput dokumasından yaptırılan ve hatıra olarak bırakılan gelinliği, Elazığ Belediyesi tarafından açılan Kent Müzesine bağışladı.
Elazığ'da yaşayan 82 yaşındaki Aysan Karacaoğlu, bir asır önce kayınvalidesi tarafından düğün için yaptırılan Harput dokuması tarihi gelinliğe yaklaşık 30 yıl gözü gibi baktı. Kayınvalidesi Fatma Karacaoğlu tarafından dönemin ipek dokumasıyla yaptırılan ve günümüzdekilerden farklı olan gelinlik çeşidi, o dönemde maddi durumu yetersiz olan evlilik çağındaki kadınlar tarafından da düğünlerde giyildi.
Sahibinin hayatını kaybetmesiyle, özenle diktirilen gelinlik Fatma Karacaoğlu'nun kızı Raife'ye hatıra olarak bırakıldı. Bir süre burada muhafaza edilen gelinlik, kızının 1994 yılında hayatını kaybetmesiyle birlikte gelini Aysan Karacaoğlu'na teslim edildi. Sandık içerisinde 30 sene boyunca özenle saklanan gelinlik, gelecek nesillerin görmesi için Elazığ Belediyesi tarafından açılan Kent Müzesine bağışlandı.
Birçok kişi bu gelinlikle dünyaevine girdi
Harput'ta o dönemlerde gelinlik olmadığından dolayı kayınvalidesinin diktirdiğini belirten Aysan Karacaoğlu, “Diktirdikten sonra kayınvalidem gelinliği giymiş. Ondan sonra o dönemde gelinlik alamayan akrabalar ve fakir ailelere vermişler ki düğünlerinde giysinler. Gelinliği sandığa koymuştuk katlamıştık duruyordu. Hatta Harput'ta bulunan müzelere bırakacaktık fakat buraya getirdik. Sandıkta durup ne olacak. Gelinlik 100 senedir sandıkta duruyordu. Oğlum gelinliği görünce müzenin müdürleriyle konuştu bizde gelinliği buraya getirerek bağışladık” dedi.
''Gelinliğin bizden sonraki kuşaklara aktarılması önemli''
Gelinliğin rahmetli nenesinin bundan yaklaşık bir asır evvel Harput'ta düğününde giydiği bir gelinlik olduğunu aktaran Nurettin Karacaoğlu, “Bu gelinlik o tarihte Harput ipeğinden dokunmuş, ince elenmiş sık dokunmuş ve hassas bir gelinlikle birlikte ailemizin hatırasıdır. Rahmetli nenem giydikten sonra o dönemde yakın çevresindeki insanlara da bu gelinliği giydirmişler. Hali vakti yerinde olmayan insanlarda ödünç istemiş giymiş. Bunun dışında rahmetli nenem öldükten sonra bu gelinlik halama kalmış. Halam da zamanında bu gelinliği giymiş. Halam, vefat ettikten sonra anneme intikal ediyor. Annem de yıllarca sandığında sakladıktan sonra, burada Kent Müzesinin açıldığını gördük. Bizim de bir katkımız olsun diye sandıkta yıpranıp gideceğine bunu hediye ettik, sergilenmesini istiyoruz. Gelinliğin kemeri kız kardeşime hediye edildi. Kız kardeşim de gelinliğin kemerini hatıra olarak saklayacak. Biz sadece gelinliği bağışladık kemer bizim ailemizde hatıra olarak kalacaktır. O tarihlerde dantelli ve beyaz gelinlikler yoktu. Bu gelinlikler o dönemlerde ipek kumaşından dokunarak el emeği ve göz nuru olarak yapılıyordu. Harput da dokumacılıkta önde gelen bölgelerdendi. Oradaki ipek kumaşından dokunmuş, başka bir örneğinin olduğunu düşünmüyorum. Bizde bunu müzemizde sergilenmesi için hediye ettik. Bu eserlerin bizden sonraki kuşaklara da kalması nedeniyle ellerinde eskiye nazaran eserler ve objeler varsa bunları müzeye bağışlamalarını istiyoruz. Burada bizden sonraki nesiller de buraya gelerek onları görebilecekler. Bundan 100 sene önce gelinlikler ve kumaşlar böyleymiş diyerek görebilirler'' diye konuştu.