Hayatımızın her alanında kullandığımız cümleler arasında deyimler yer almaktadır. Özellikle deyimler çoğu zaman kendimizi ifade etmek konusunda ..

Hayatımızın her alanında kullandığımız cümleler arasında deyimler yer almaktadır. Özellikle deyimler çoğu zaman kendimizi ifade etmek konusunda veya içinde çıkılması zor olduğun zamanlarda yardımcı olmaktadır. Bunlardan birisi de değer vermek deyimidir.

Bir şeyin/şeye hak ettiğini vermek.. insanın kendine, somut ve soyut olaylara, davranışlara yüklediği önem. “Türü” ne olursa olsun, ilişkilerde duygularımızı ifade etmek için sık kullandığımız kavramlardan biridir “değer” sözcüğü.

Değer vermek deyimi soyut bir kavram olmaktadır. Bir kişinin kendine, başkasına, bir eşyaya veya herhangi bir canlıya verdiği somut veya soyut önemi ifade etmek için kullanılmaktadır.

Sık kullandığımız bir kavram olsa da farklı anlamlarda kullanıyoruz.

Bazen karşı tarafın kişi için önemini, bazen o kişiye hissedilen duygunun yoğunluğunu, bazen de o kişi için harcanan çabayı ifade etmek için kullanıyoruz. İki tarafın değer kelimesine yüklediği “anlam farkı” ve aynı zamanda kişilerin farklı cümleler içinde değer kelimesini “farklı anlamlarda” kullanması değerlilik/değersizlik tartışmasını beraberinde getiriyor.

Peki: “Size değer veren biri, ilk aklına gelen kişi/ midir?..

Size değer veren biri, verdiği değeri, ilk senden beklemeden… Bir zaaf olarak görmeden… Şartsız tüm kalbiyle ifade eden…

Ve…

"Benim için değerlisin," diyebilen biri…

* Fikirlerinize,

* Duygularınıza,

* Kararlarınıza,

* İsteklerinize____ önem veren birisidir!.

Bir insanın size verdiği değeri sizi hiç üzmemesinden değil, üzdüğü zaman bir şeyler yapmaya çalışmasından anlarsınız...

Her zaman ilk ve tek tercihi "SİZ" olduğunuzu bildiğiniz biri, Sizden karşılık görmese bile sizi ‘SEVEBİLEN’ biri…

Her zaman sizi düşünen, merak eden, ilgilenen… İhtiyaç duyduğunuz da yanınızda olacağını bildiğiniz biri.

Ve…

Bunları herhangi bir karşılık beklemeden sadece "SEN" olduğun için yapan biri…

Özel günlerinizde sizi hep anımsayan, aradığında heyecanlandığınız, sizi hep aramasını istediğiniz biri…

Sizin sorunlarınızı kendi sorunuymuş gibi gören ve çözmek için çaba sarf eden biri!..

Saatlerce sıkılmadan muhabbet edebileceğiniz, sizi dinleyen, onu dinlemekten hoşlandığınız, fikirlerine önem verdiğiniz, esprilerinize gülen, sizi güldürebilen, eğlendirebilen biri!..

İçten, doğal, samimi olduğuna inandığınız biri… “

Bazen hiç konuşmadan anlatmak istediğini anladığınız "kelimelere ihtiyaç duymadan" anlaşabileceğiniz biri…

Gözlerinizin her yerde aradığı ama göz göze gelmekten kaçındığınız biri…

Bu yazıyı okurken aklınıza ilk gelen kişi…

Belki de tek kişi…

Bu yazıyı o okuduğunda "sizi düşünmesini" istediğiniz, düşüneceğine emin olduğunuz kişi…

KİM O?..

Cevap : …… yokmu?

Eğer; bir cevabınız yoksa… Üzülmeyin…

Öyle birini bulmak her zaman kolay değildir…

Ama siz çevrenize bir daha bakın…

Belki daha önceden farkına varamadığınız, ciddiye almadığınız, hislerinizi açıklamaktan korktuğunuz, sevgisine sırtınızı çevirdiğiniz, ‘bir çift göz size bakıyordur…’

Eğer öyle birisi varsa ve… Şu an onunla birlikteyseniz; ‘onu kaybetmemek için elinizden geleni yapın!..’

Şu an onunla birlikte değilseniz; ‘onu kazanmak için elinizden geleni yapın!.. ‘

Unutmayın ki;

"Aslında yaşam düşündüğünüzden çok kısa…"

"Bu kısa yaşamı kiminle yaşamak istediğinize karar vermek," yaşamınızda verebileceğin en önemli karardır!..

UMARIM doğru kararı verirsiniz!...

Buna rağmen eğer hayatınızda yürümeyen şeyler varsa, bir nefes alın ve önce kendinizle başlayın değer verip kendinizi sevmeye. Eski olumsuz düşünce, duygu ve davranışlarınızın artık yerini olumlu düşünce ve davranışlara bırakın. Önce yorulmuş zihninizi sakinlik ve huzurla doldurmadan ona yeni ve olumlu şeyler ekleyemezsiniz, önce kirlenmiş, yorulmuş zihninizi temizleyiniz...

Siz kendinize değer vermedikçe karşınıza hep size değer vermeyen insanlar gelir; önce kendinizle barışın, kendinize değer vermeyi öğrenin...

Birilerinden darbe aldığınızda, üzülüp kahrolduğunuzda acaba buna sen mi müsaade ettin de oldu?

Çizgini ne kadar çiğnemelerine izin verdin; sen dik durabildin mi?

Birilerini yargıladığınızda ya da birilerinin yaşadığına kötü bir söz söylediğinizde; bir gün gelir aynı olayları sizin de yaşadığınıza tanık olursunuz.

Bu sizin hikâyeniz unutmayın, hayat hikâyenizi çöplüğe de çevirebilirsiniz, gül bahçesine de...

Size değer vermeyen ve kötü davranan bir insanla birlikteysen; kendinize değer vermiyor olabilirsin...

Kendinize haksızlık etmeyin…

Kendimizi ağaç, meyvelerimizi çabalayarak elde ettiğimiz sonuçlar, suyu ise çaba ve değer olarak düşünelim. Eğer suyu başka ağaçların dibine döker ve kendimizi unutursak hem hiç meyvemiz olmayacak hem de kuru bir ağaç olup ormanın bir parçası olamayacağız. Suyu kendimize verip meyveler elde ettiğimiz takdirde ormanın bir parçası olacağız...

Şimdi yapmanız gereken bu yazının size anımsattığı "kişiyi" aramak ve sizin için önemli olduğunu ona hissettirmektir...

Bir telefon, mail, mesaj için vaktiniz yok mu?

Yoksa!!! Unutma yarın çok geç olabilir…

Bir çiçeği seviyorsan bırak var olsun. Sevmek, sahip olmak ile ilgili değildir sevmek değer vermek ile ilgilidir.

“Sevgi basittir… Karmaşık olan bizleriz... Dostlarım…”

Bu karmaşadan umarım bir an önce kurtulup sevgiye sarılırız, bir daha onu bırakmamak üzere, bir ömür boyu…

Sevgim yüreğinize olsun her dem dostlarım...

Su berraklığında sevgiler yaşamanız dileğiyle... Hayat renginizde siyahlar, griler hiç olmasın…

Güzel bir Perşembe gününden, gönül soframdan gönül sofranıza muhabbetler yolladım…

Hayat ağacınıza asılan yeni günde yürüdüğünüz yolunuz açık olsun...

Kim; Barış adına, Sevgi adına, İnsanlık adına yoklama alırsa, Ben; ‘Buradayım’

Yaşamayı sevin, işinizi sevin, hayvanları sevin, eşinizi sevin, doğayı sevin ama en çok kendinizi sevin. Kısacası Yaradandan dolayı Yaratılanları sevin… Sevmek nefes almaktır!..

Hayat sevince güzel sevelim, sevilelim ve diyelim ki; Atalarımızdan emanet aldığımız bu Vatanın sahipleri yalnızca bu Vatanı karşılıksız seve bilenlerdir…

Hoş kalın, hoşça kalın, sevgiyle hep dostça kalın, bir gün, bir yerlerde görüşmek ümidiyle…